D Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri

En özgün olandan en çok tanınana kadar, D harfiyle başlayan en iyi kız bebek isimlerini ve anlamlarını derledik. D harfiyle başlayan bu popüler kız bebek isimleri, klasik ve trendin mükemmel bir karışımıdır ve mükemmel bebek isminize ilham verecektir.

D Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri

D Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları

Duyguseven: Kendi gibi duygulu olanı seven.

Duygusoy: Çok duygulu bir soydan gelen.

Duygusu: Temiz duygulara sahip olan.

Duygusun: Duygularını yansıtan.

Duyguşan: Duygularının saflığıyla tanınan.

Duyguşen: Şen şakrak hisleri olan.

Duygutan: Tan vakti gibi hüzünlü duygulara sahip olan.

Duyguyar: Duygulu sevgili.

Duysal: Duymakla, hissetmekle ilgili olandır

Duysun: İşitilsin, bilinsin, şöhretli olsun.

Duyu: Hissetme, algılama

Duyuş: İşitme, hissetme, bilinme.

Düden: 1. Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri tabii kuyu. 2. Bataklık, girdap.

Dülfin: Arap astronomları tarafından Delphinus yıldız kümesine verilen isim.

Düman: Sis.

Dünya: Yeryüzü

Dürdane: İnci tanesi

Dürefşan: İnci gibi sözleri olan.

Düri: Düriye

Düriye: İnci gibi ışıldayan, parlak.

Düriyye: 1. İnci gibi parlayan, parlak. 2. Parıltılı yıldız.

Dürnev: İnci. 2. İnci tanesi.

Dürnur: İnci ışığı.

Dürre: İnce tanesi.

Dürriye: İnci gibi parlayan

Dürrüşehvar: Padişahlara yaraşır değerde inci.

Dürveş: İnci gibi.

Düş: Hayal, rüya, güzel rüya

Düşsel: Hayal gibi olan

Düşüm: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında

Düşünsel: Düşünce ile ilgili

Düzey: Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan.

Düzgün: 1. Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan. 2. Düzeltilmiş, tesviye edilmiş. 3. İyi düzen verilmiş. 4. İntizamlı, nizamlı. 5. Yolunda, rayında. 6. Kadınların yüzlerine sürdükleri beyaz veya kırmızı boya.

Duranay: Ayın en uzun süre gökyüzünde kaldığı zaman.

Durcan: “Yaşa, uzun ömürlü ol” anlamında kullanılan bir ad.

Durdu: (bkz. Dursaliha).

Durean: Ömrün uzun olsun, canlı kal.

Durkadın: “Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.

Durkız: “Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.

Dursaliha: Erkek çocuğu olmayan ailelerin en son doğan kız çocuklarına verdikleri ad.

Dursune: Son olması istenen kız çocuklarına verilen adlardandır.

Duru: Saf, berrak

Durugül: Özü temiz güzel kadın.

Durugün: Berrak gün.

Durugür: Sağı solu belli olmayan.

Durugüz: Sessiz geçen sonbahar.

Duruhan: Özü temiz yiğit.

Durukadın: Özü temiz kadın.

Durunaz: Naz yapmak istemeyen

Durunur: Sakinliğiyle gönüllere ışık saçan.

Durusel: Temiz akan su, akarsu.

Durusev: Sessiz, temiz ve sevilen kadın.

Duruseven: Kendisi gibi olanı seven.

Durusoy: Temiz olarak tanınmış kimse.

Durusu: Arı, temiz, berrak sular gibi olan.

Duruşan: Şöhretine rağmen sessiz, sakin bir hayat süren.

Durutan: Tan vaktinin sessizliğini yaşayan.

Duruten: Çok temiz, pürüzsüz bir cilde sahip olan.

Duruyar: Sessiz, sakin sevgili.

Duşize: El değmemiş kız.

Duyal: Hassas, hisli, çabuk duygulanan.

Duygu: His, gönülde uyanan yankı ya da tepki

Duygucan: Yüreği çok duygulu olan.

Duygucuk: Sevimli, kendi halinde olan, sevecen ..

Duygudaş: Duyguları başkasıyla aynı olan,

Duygugül: Duygulu ve gül gibi güzel.

Duygugün: Doğduğunda duygulu anlar yaşatan ve de gül gibi bir güzelliğe sahip olan.

Duygugür: Duygularını coşkuyla ifade eden.

Duygugüz: Duygularında sonbahar hüznünü yaşayan.

Duygun: Duygulu, hassas

Duygunaz: Duygularını ifade etmekte nazlanan.

Duygunisa: Duygulu, hassas kadın

Duygunur: Duygularıyla herkesi aydınlatan.

Duygusal: çevresine duygu saçan. 2. Çok duygusal.

Duygusan: Duygusallığıyla tanınan.

Duygusay: Herkese karşı saygılı olan.

Duygusel: Coşkun duygulara sahip olan.

Duyguser: Duygularını rahatlıkla herkese ifade edebilen.

Duygusev: Duygulu olanı sev.

Dilem: Gönül ilacı

Dilemma: İkilem

Diler: İsteyen, dileyen

Dilfer: Diliyle herkesin gönlünü ferahlatan

Dilferah: Gönlü ferah, sevinçli.

Dilfeza: Gönlü genişleten, gönlü artıran.

Dilfigar: Gönlü yaralı olan, âşık.

Dilfiruz: Gönle ferahlık veren, sevindiren.

Dilfüruz: Gönüle ferahlık veren, sevindiren.

Dilge: Güzel konuşan kişi.

Dilgüdaz: Gönle eziyet veren.

Dilgüzar: Herkesin derdine derman bulan.

Dilhan: İçten gönülden söyleyen

Dilhayat: Gönül canlılığı.

Dilhıraş: Yürek parçalayıcı.

Dilhun: İçi kan ağlayan.

Dilhuş: Gönlü hoş, yüreği rahat.

Diligüzar: Durmaksızın becerikliliğini öven.

Dilinaz: Konuşmaya nazlanan.

Dilinigar: Resmeden.

Dilinisa: Çok konuşan kadınlar.

Dilinur: Konuşmasıyla, gönüllere ferahlık veren.

Dilisu: Temiz konuşan.

Dilişan: Hatipliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.

Dilişen: Şen şakrak konuşmalar yapan.

Dilkeste: Gönül çekici.

Dilküşa: İç açıcı, gönül açıcı, yüreği ferahlandıran.

Dilmaç: Çeviri yapan kimse

Dilman: Dil bilen, güzel söz söyleyen. bk. Dilmen.

Dilman/ Dilmen: Dil bilen, güzel söz söyleyen.

Dilnigir: Gönülde resim edilen sevgili.

Dilnişin: Gönülde yer tutan, hoş, güzel.

Dilnur: Gönlü nurlu

Dilnüvaz: Gönül okşayıcı

Dilp: Neşeli, mutlu, memnun.

Dilrah: Gönül yolu.

Dilriş: Gönlü yaralı.

Dilruba: Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan.

Dilruba/Dilrüba: Gönül kapan, gönül alan

Dilrüba: Gönlü şen, dertsiz

Dilsafa: Gönlü şen, rahat, dertsiz.

Dilsaz: Gönül yapan, tatlı davranan.

Dilser: Hatiplik yeteneğini sergileyen.

Dilseren: Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren

Dilsever: Konuşmayı seven.

Dilsitan: Gönül alan güzel.

Dilsoy: Hatiplik yeteneği gelişmiş bir soydan gelen.

Dilsu: Gönlü su gibi berrak olan.

Dilsuz: Gönül yakan, yürek yakan.

Dilşad: 1. İçi rahat. 2. Kalbinde neşe, sevinç olan.

Dilşah: Gönül şahı, sevgili.

Dilşan: Hatiplik yeteneğiyle şan şöhret sahibi olmuş.

Dilşat: Gönlü hoş, sevinçli

Dilşen: Gönlü şen, sevinçli.

Dilşikar: Gönül avlayan.

Dilşikeste: Gönlü kırık.

Dilşükufe: Gönül çiçeği.

Dilten: Vücut diliyle konuşan.

Dilyar: Konuşkan sevgili.

Dimağ: Akıl, beyin.

Dinçay: Ayın en parlak, en net görülebilen hali. 2. Aydınlık ilerici kişi.

Dinçel: Güçlü el.

Diniz: Sakin, dingin

Dirahşan: Parlak, parıldayan.

Dirayet: Zekâ, bilgi, kavrayış

Diren: Harmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış araç

Dirik: Diri, canlı. 2. Acar.

Diril: dirilmekten buyruk; el dokuması bez

Dirim: Yaşam, hayat 2. Yaşama gücü.

Dirisu: Temiz faydalı, doru su gibi olan.

Dirok: Tarih, hikaye, öykü.

Dirsehan: Dede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı.

Dirsekan: Dede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı.

Diyar: Ülke, dünya.

Diyari: Armağan, hediye.

Doğa: Tabiat, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü

Doğanbike: Doğan, dünyaya gelen kız.

Doğangün: Doğmakta olan gün

Doğannur: Nur gibi parlak olarak doğan.

Doğay: “Ey ay, artık doğ, kendini göster” anlamında kullanılan bir ad.

Doğu: Güneşin doğduğu ana yön

Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu an

Domurcuk: Tomurcuk.

Dora: Doruk, zirve

Doyum: Ganimet almış.

Döndü: l. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.

Döne: “Bundan sonraki çocuklar erkek olsun” anlamında kullanılan bir ad.

Dönem: Belirli bir tarihsel niteliği olan zaman birimi.

Dönüş: Dönme işi, dönme.

Ducihan: İki cihan: dünya ve ahiret

Dudu: 1. Hanım. 2. Abla. 3. Küçük kardeş.

Dudubikem: “Evlenmemiş ablam, kardeşim” anlamında kullanılan bir ad.

Duducan: Hanımefendiliğinde samimi olan.

Dudugül: Güzelliği ve saygınlığı taşıyabilen.

Duduhan: Abla, kardeş.

Duha: Kuşluk vakti. Kuran’ı Kerim’ de 93. Surenin ismidir aynı zamanda.

Duhan: Kuran-ı Kerimde bir sure adıdır ve manası dumandır.

Duhter: Kız.

Durali: Kız çocuğu olmayan ailelerin en son doğan erkek çocuklarına verdikleri isim.

Dafne: Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik

Dağhan: Eski Türklerde dağ tanrısı. – İsim olarak kullanılmaz.

Dahiye: Üstün zeka sahibi.

Daime: Sürekli, devamlı, kalıcı, müdavim.

Dal: ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri

Dalan: İnce, zarif, narin.

Dalay: Deniz.

Dalga: Hareketli su kütlesi

Dalım: Tutunacak güç, dayanacak yer anlamında. 2. Ağacın dalı.

Dalince: Dal gibi zarif ve ince.

Dalya: Yıldız çiçeği

Damla: Az miktardaki su.

Damlam: Damla kadar küçük, Güzel, bereketli olan.

Daniş: 1. Bilim, bilgi. 2. Bilhi sahipleri.

Darçin: Tarçın, güzel kokulu bir baharat.

Darin: Hüküm sürmek.

Daristan: Orman.

Daya: Çocuğa bakan dadı, sütnine, taya.

Dayahatun: Çocuğa bakan dadı, sütnine, taya.

Daye: Süt nine, süt anne, dadı. 2. Çocuk yetiştiren.

Dayehatun: Çok emek vermiş, dadı.

Define: Toprağa gömülmüş kıymetli ve değerli eşya.

Defne: Bir kokulu bitki

Değer: Bedel, uygun, layik.

Değerli: Değeri yüksek olan, kıymetli.

Deha: Üstün akıl.

Dehan: Ağız

Dehna: Kumun rengi dolayısıyla Arabistan’da ıssız iller adıyla anılan bir çölün adı.

Dehri: Dünyanın sonsuzluğuna inanıp öteki dünyayı inkar eden, ruhun da cesetle birlikte öldüğüne inanan. Materyalist. İsim olarak kullanılmaz.

Delal: Sevgili, değerli.

Delfin: Suda yaşayan, yunus.

Delistan: İçinde çok çeşitli çiçek bulunan bahçe.

Dema: Soluk, nefes.

Demar: Damar. 2. Hırs. 3. Duygu, sinir. 4. Soy, yaradılış.

Demet: Bağlanmış çiçek topluluğu, ışık huzmesi.

Demgüzar: Ömür süren, zaman geçiren.

Demhoş: Nefesi güzel kokan.

Demi: Kadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy

Demre: Antalya’nın turistlik yerlerinden biri, Noel Baba’nın doğduğuna inanılan tarihi yer.

Denef: Beyaz renkli ipek kumaş.

Deniz: Derya, büyük tuzlu su birikintisi

Deran: Çaresiz, biçare.

Derem: Para, akçe.

Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren

Derim: Çadır.

Derin: Sığ olmayan, içli.

Derin Su: Yüzeyi tabanından uzak olan. Rengi, kokusu ve tadı olmayan, saydam, sıvı madde

Derince: Merdiven.

Derman: Çare, tedavi

Dersu: Hepsi, kamilen, baştan başa hep.

Derya: Deniz.

Deryab: Akıllı, anlayışlı.

Deryace: 1. Küçük deniz. 2. Göl.

Deryadil: Gönlü geniş, herşeyi hoş gören.

Deryanur: Bilgisiyle ışık saçan

Desen: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri

Destan: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir

Deste: Demet, bağlanmış olma hali.

Destecan: Herkese içtenlikle bağlanan.

Destegül: Bağlanmış gül demeti

Destegür: Çok gür.

Destegüz: Sonbahar hayranı.

Destenaz: Hayranlık uyandıracak kadar zarif bir nazı olan.

Destenur: Işık demeti.

Destgir: Nazik, kibar, yardıma hazır.

Destgür: Yardım sever, iyiliksever.

Destina: Kader, yazgı.

Destmal: MendiL.

Deşeni: Zulme uğramış, zalimlerin elinde kalmış.

Deva: İlaç, çare, şifa

Devin: Hareket; hareket et, hareketli oluş.

Devinsu: Suyun ritmik hareketleri, akarsu

Devlet: Büyüklük, kudret, varlık, orun.

Devran: Zaman; devir

Devrim: Önemli ve temelli değişiklik, inkilap

Devrin: Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi

Dewran: Devir, çark. 2. Zaman.

Diba: Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş

Dibace: Başlangıç, önsöz. 2. Bir kitabın süslenmiş-olan ilk sayfaları.

Dicle: Bir nehir adı

Diclehan: Dicle nehrinin yöresinde yaşayanları buyruğu altına alan

Diclehatun: Ulu kadın.

Didar: Güzel yüz, görme

Dide: Göz.

Didem: Gözüm, gözüm gibi sevdiğim sevgilim, çok sevdiğim.

Didem/Diğdem: “Gözüm, gözüm gibi sevdiğim, sevgilim” anlamında kullanılan bir ad.

Didik: Yaşayış, hayat, varlık, sağlık, geçim. 2. Huzur.

Dikilerek: oluşturulan ağaçlık, çam ve başka ağaçların gövdeleri

Dila: İçten gönülden seven.

Dilağsu: Nehirdeki en güzel su damlası

Dilan: Gönüller, yürekler

Dilara: Gönül alan, gönlü okşayan, gönlü dinlendiren manalarındadır.

Dilaram: Kalbe huzur veren

Dilasa: Gönlü rahatlandıran, avutan.

Dilasude: Gönlü rahat, huzurlu.

Dilaşup: Gönül çalan.

Dilaviz: Gönlün takıldığı, gönüle takılan.

Dilay: Gönlü aydınlatan ay.

Dilbahar: Konuşmasının güzelliğiyle insanın gönlünü ferahlatan.

Dilbant: Gönül çalan.

Dilbaz: Güzel söz söyleyen, göze hoş görünen. Konuşmasıyla kandıran kişi manasındadır.

Dilbent: Gönül bağı, gönül bağlayan.

Dilber: Gönlü alıp götüren güzel manasındadır. Alımlı güzel kadın demektir.

Dilberan: Dilberler, güzeller

Dilberay: Ay gibi güzel kadın.

Dilbeste: Gönül bağlamış, âşık.

Dilbu: Gönül kokusu.

Dilcan: İçi dışı bir olan.

Dilce: Gönlü dilinde olan.

Dilcu: Gönlü çeken.

Dildade: Gönül vermiş, âşık. ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan.

Dildan: Sevmek.

Dildar: Gönlü baskı altında tutan sevgili

Dildaş: Aynı konulan paylaşanlar.

Dilde: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan

Dilderen: Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.

Dileda: Konuşmaya nazlanan

Dilefruz: Yürek yandıran, sevimli.

Dilege: Güzel ve düzgün konuşan.

Dilek: İstek, arzu

Dilela: Gözü gönlü bir olan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir